
Galatasaray bu maça çıkarken karşısında daha güçlü bir takım bekliyordu. Ne kadar adı duyulmamış bir takım olsa da daha önce kendinden güçlü rakipleri eleyebilmiş bir takımdı Levadia Tallinn. Üstelik her ne kadar Estonya Liginde olsa da lider bir takımdı ve sezon ortasında olduğu için daha hazırdı ama Galatasaray bu avantajları bir çırpıda silip attı.
Galatasaray, yine tam istediği oyunu yansıtamadı ilk dakikalar. Levadia sert futboluyla ileride göz açtırmıyordu. Galatasaray daha çok geride pas yapıyordu. Yıldızlardan birinin sahne alma zamanı gelmişti ki, Keita sahneye çıktı. Attığı 2 güzel golle Galatasarayın maçı koparmasında en önemli etkenlerden biri oldu. Keita, Galatasaraya geldiği günden beri devamlı kendini geliştirdi. Galatasarayda bu kadar hızlı ve aynı zamanda teknik bir adam görmedim.
2. Yarı ise maç artık showa dönüştü diyebiliriz. Barosun penaltısı, Kewellın enfes golü ve Levadia stoperinin yetenekli bir santroforu aratmayacak nitelikte kendi kalesine attığı kafa golü. Galatasaray bu gollerle maçı koparmasını bildi.
Galatasaray takımı her geçen gün birbirine daha çok alışıyor. İleri üçlü bol alternatifli bir takım haline geldi. Kewell bile yedek kalabiliyor takımda. Pas düzeni takımda daha çok oturmuş. yüzde 71 gibi topla oynama oranı bunu en büyük ispatı. Takım iyi yolda. Bunu ileri ki maçlarda daha da çok hissedeceğiz. Tabi Servet-Gökhan ikilisi hala soru işareti. Güçlü bir takım karşısında neler yapabileceklerini merak ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder